Uzayda Tek Başına – Astroneer

Selamlar! Nasılsınız, afiyette misiniz? COVID-19’dan dolayı evlere tıkılı kaldığımız, yer yer bunaldığımız şu günlerde sizlere belki fiziken evden çıkamasanız da uzayın derinliklerinde seyahete çıkaracak bir oyun olan Astroneer’den bahsetmek istiyorum. Girizgahı daha fazla uzatmadan isterseniz hemen başlayalım!

 

Astroneer nedir?

Giriş kısmında da birazcık değindiğim üzere Astroneer; uzayda geçen, gezegenleri araştırdığımız, gittiğimiz gezegenlerde hayatta kalmaya çalışıp o gezegeni araştırarak bir çıkış yolu aradığımız bir oyun. Özünde No Man’s Sky vari bir oyun olan Astroneer bazı noktalarda farklılaşarak tam bir kopya oyun olmaktan çıkmış diyebilirim.

Bir uzay simülasyon oyunu olarak da adlandırabileceğim oyun renkli ortamıyla göz dolduruyor. Tek kişi oynayabilmenin yanı sıra 4 kişiye kadar arkadaşlarınızla beraber co-op şeklinde oynayabildiğinizi de önceden belirtmiş olayım. Aynı zamanda oyunun Türkçe olması ise en büyük artılarından. Çeviri kalitesine baktığımda genel olarak çevirisinin gayet yeterli ve anlaşılır olduğunu söyleyebilirim, bazı noktalarda bir iki kusur var, ancak o kadar kusur kadı kızında da olur demişler.

 

O taş senin bu taş benim

Astroneer için bir uzay simülasyonu demiş olsam da aslında taş toplama simülasyonu demek de yanlış olmaz bir noktada. Oyuna başlarken uzay aracımız bir gezegene iniş yapıyor ve ardından oyun bizi tamamen kendi halimize bırakıyor. Bu arada kendi halimize bırakıyor derken abartmıyorum. Eğitim görevini bitirdikten sonra normal oyuna girdiğinizde oyun hiçbir şekilde size “şuraya git, bunu topla, onu inşaa et” gibi direktifler vermiyor. Oyun başlar başlamaz sadece siz ve vahşi uzay kalıyorsunuz. Bundan dolayı eğitim kısmını oynamanızı ve dikkat etmenizi tavsiye ederim, zira bazen bu “yardımsızlık” can sıkıcı olabiliyor.

Ancak bu durum sadece biraz sabır gerektiriyor o kadar. Çünkü kaynakları topladıkça, bir şeyler inşaa etmeye başladıkça durumu kavramaya başlıyor ve zevkle oynamaya devam ediyorsunuz. Astroneer hakkında hayatta kalma ögeleri olduğundan bahsetmiştim, bu açlık susuzluk gibi diğer survival oyunlarda olan mekanikler yok. Ancak biz insanların en temel ihtiyacı olan oksijen var. Astroneer’da sırt çantanızın belirli bir oksijen kapasitesi olduğu için oksijen kaynaklarından çok uzun süre uzaklaşamıyorsunuz. Ama bu durum sizi korkutmasın, oksijen kaynaklarını yanınızda taşıyabiliyorsunuz… Bir bakıma. Oyunda “oksijen zinciri” denilen bir eşya bulunuyor ve siz bu eşyaları belirli bir aralık dahilinde yerleştirdiğiniz zaman otomatik olarak birbirlerine bağlanıyorlar ve siz gittikçe yanınızda götürebildiğiniz bir oksijen hattı oluşuyor. Bir noktadan sonra bulunduğunuz gezegenin her tarafı oksijen zinciri ile kaplı olacağından biraz ilginç bir görüntü ortaya çıkabiliyor.

 

Oynanıştan haber ver

Yazının bu kısmına kadar genel olarak oyunun ana mekaniğinden bahsettim. Daha da detaylandırmak istersem şunu diyebilirim öncelikle. Adımınızı attığın her yer, neredeyse çevrede gördüğünüz her şey parçalanabiliyor. Astroneer’da belki de en çok hoşuma giden şeylerden biri bu oldu. Oyunda elinizde bir vakum silahı gibi bir silah ile etrafınızdaki neredeyse her şeyi emebiliyorsunuz. Siz emdikçe yüzeyde boşluklar açıldığından dolayı bazen ilerleyemediğiniz bir bölgeye bu şekilde ulaşabilirsiniz. Bundan dolayı sizlere tavsiyem, bazen kaynakları yer üstünde değil de yer altında aramak çok daha iyi bir seçenek. Hatta bu silahın tek özelliği emebilmesi değil aynı zamanda püskürtebilmesi. Böylelikle yer yüzü şekillerini dilediğiniz gibi değiştirerek haritada özgürce hareket edebilirsiniz. Ki Astroneer bu özgür dolaşma hissiyatını size çok iyi yansıtmayı başarıyor. Gitmeniz gereken belirli bir yer olmadığı için gözünüze hoş gelen herhangi bir yere gidebilirsiniz.

Tabi bu seyahatleriniz sırasında bolca kaynağa denk geliyorsunuz. Çoğu oyunda olduğu gibi yapıları inşaa etmek, jenaratörlere güç vermek gibi şeyler kaynak gerektirdiği için envanterinizin bunca talebe karşı az olması can sıkıcı. Etrafta o kadar fazla kaynak varken çanta kapasitesinin yetersizliği bir noktada oyun deneyiminizi kötü etkileyebiliyor. Çünkü oksijen zinciri için belirli bir malzemeyi her zaman yanınızda bulundurmanız gerekirken aynı zamanda diğer malzemeleri de yanınızda taşımaya çalışıyorsunuz. Özellikle yer altındaki madenlere indiğinizde etrafınızdaki zengin kaynaklara baktıkça çantanızın o kadar az kapasitesi olması tatsız bir durum olabiliyor. Bu arada mağaralardan bahsetmişken, daha önce de bahsettiğim gibi hem yer üstünden kaza kaza aşağılara inebilirsiniz hem de gezegenlerin belirli noktalarındaki girişleri bularak maden açısından aşırı zengin mağaraları keşfedebilirsiniz. Ancak dikkat edin, çıkış yolunu bulmak çok zor olabilir.

 

Diğer unsurlar hakkında

Oyunun grafiklerinden bahsetmek isterim öncelikle. Önceden de değindiğim gibi görsel açıdan şirin grafiklere, gece gündüz döngüsüne sahip gezegenlerde dolaşıyoruz. Etrafınızdaki her şey olabildiğince belirgin ve kolayca anlaşılabiliyor ancak bazen bazı madenleri birbirleri ile karıştırma olasılığınız da mümkün. Müziklerinden bahsedecek olursam da siz oynarken arka planda tatlı tatlı çalan, kulağa batmayan müziklere sahip. Ancak bir konu var ki… Sanırım oyun deneyiminizi olumsuz anlamda etkileyecek en büyük şeylerden birisi.  O da arayüz ve kontroller.

Oyunu gamepad ile oynadım ve gamepad kontrolleri açısından konuşacak olursam oyun bir noktada çok rahat değil, arayüz ilk başta açık ve anlaşılır değil. Oynadıkça alışıyorsunuz, ancak bu biraz sabırsız oyuncular için veya türe aşina olmayan insanlar için biraz can sıkıcı olacaktır. Çünkü arayüzde sağlıklı bir bilgi akışı olmadığından ötürü insanın kendini bunalmış hissetmesi biraz kolaylaşıyor. Öldüğünüzde herhangi bir permadeath sistemi bulunmuyor. Bunun yerine o an aktif olarak üzerinizde ne kadar malzeme varsa düşüyor ve üssünüzden tekrar başlıyorsunuz.

 

Genel olarak baktığımda oyun tatlı grafikleri, dinamik dünyası ve vaat ettiği şeylerle size geçirebileceğiniz güzel vakitler sunuyor. Özellikle Türkçe olması ve 4 kişiye kadar co-op oynanabilmesi ise Astroneer’i daha cazip kılıyor. Eğer siz de gezegenleri incelemek, kaynak toplamak ve bir şeyler inşaa etmeyi seviyorsanız Astroneer’a bir göz atmanızı tavsiye ederim.

Künye:

Çıkış tarihi: 16 Aralık 2016

Geliştirici: System Era Networks

Platformlar: PlayStation 4, Xbox One, Microsoft Windows

Tür: Open World, Space Simulation

Astroneer

7.5

Grafik

7.5/10

Müzik

7.0/10

Oynanış

8.0/10

Artıları

  • Açık dünya
  • Co-op
  • Türkçe

Eksileri

  • Elinizden tutmaması
  • Arayüz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: