Asıl Suçlu Kim? – Orwell: Keeping an Eye on You

Selamlar! Nasılsınız, nasıl gidiyor? Avengers: Infinity War çıktı, büyük ihtimalle hepimiz de heyecanlıyız. Kimimiz gitti, beğendi veya beğenmedi kimimiz ise henüz gidemedi ve şu an sosyal medyanın üzerindeki spoiler fırtınasından kaçınmaya çalışıyor. Henüz izleyememiş ve spoilerlardan kaçanlara şimdiden kolay gelsin, peki neden başlıkta Orwell yazdığı halde ben burada Infinity War hakkında konuşuyorum? Bir noktada girizgah yapmak, bir noktada “artık güldük, eğlendik. Şimdi mesele ciddi.” demek için. Peki Orwell neden ciddi bir mesele? Buyrun konuşalım!

 

Kimdir bu Orwell?

Size öncelikle “Orwell kimdir?” sorusunun cevabını vermem gerekiyor. Daha sonrasında ise Nedir bu Orwell sorusuna cevap vereceğim. Distopya kavramını duymuş birinin zaten George Orwell adını duymaması sanırım bir noktada imkansızdır. Adını duyduğu halde George Orwell hakkında pek bilgisi olmayanlar için buyrun kendisini kısaca tanıtayım.

 

 

Asıl adı ile Eric Arthur Blair (1903-1950) 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasındadır. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır. Eserlerinde yer alan netlik, zeka, sosyal adaletsizliğe karşı farkındalık ve totalitarizme karşı duruşu onun imzası niteliğindedir.

  • Paris ve Londra’da Beş Parasız (1933)
  • Burma Günleri (1934)
  • Papazın Kızı (1935)
  • Zambak Solmasın (1936)
  • Wigan İskelesi Yolu (1937)
  • Katalonya’ya Selam (1938)
  • Daralma (1939)
  • Hayvan Çiftliği (Bir peri masalı) (1945)
  • Neden Yazıyorum (1946)
  • Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1949)
  • “Faşizm Kehanetleri”

ise yazdığı kitaplardır.

Tabii bu çok üstünkörü bir tanıtım, sonuçta konumuz burada George Orwell’den ziyade soyadını taşıyan ve onun kitaplarından gani gani ilham aldığı oyun. Kendisini de tanıttığımıza göre şimdi sorumuza geçebiliriz.

 

Nedir bu Orwell?

Her bulduğunuz bilgi ile beraber bu sayfa güncelleniyor.

Orwell, bana göre çok da uzak bir gelecekte geçmeyen ve en fazla 5-10 belki de 15 yıl içerisinde tam anlamıyla hayata geçecek olan, günümüzde de çalışmaları yapılan bir sistem. Oyuna göre “Nation” adındaki bir devlet “Orwell” adında bir sisteme geçiş yapıyor. Peki bu sistem ne yapıyor? Bir “araştırmacı” tüm gün bir bilgisayarın başında oturuyor ve olası suçlulara karşı onlar hakkında bilgi topluyor ve böylelikle olası terör eylemleri, suçluların yakalanması gibi konularda devlete yardımcı oluyor. İlk bakışta o kadar da kötü bir fikir değilmiş gibi geliyor, sonuçta devletin vatandaşlarını korumak istemesi fazlasıyla güzel bir şey ancak sorun şu. “Özel hayatın gizliliği” bu araştırmacı , yani biz , potansiyel her şüphelinin telefon konuşmalarından tutun, e-postalarına, mesajlaşmalarına kısacası elektronik ortamda yapılan her türlü eyleme erişim sağlıyoruz.

 

Şüphelilerin blogları, sosyal medya hesapları, internette onlarla ilgili bulunan her türlü bilgiyi girdiğimiz sistemin adı aslında Orwell. Peki bu bilgileri nasıl buluyoruz? Merak etmeyin her birini tek tek elle yazmayacaksınız yahut her cümleyi iyice okumanız gerekmiyor, oyunda “datachunk” adında bilgi parçası diye çevirmeyi tercih ettiğim şeyler bulunuyor. Orwell sistemi bu parçaları otomatik olarak tespit ediyor ve böylelikle siz uygun bilgileri oraya girerek bir profil oluşturuyorsunuz.

 

Hikayesi ne? Kimler oynamalı?

Merak etmeyin, Spoiler denemeyecek kadar az bir bilgi var.

Öncelikle hikayesi ne sorusuna cevap vereyim. “Nation”, bir güvenlik yasası çıkarmış ve bu yasaya göre ülkenin her yerinde bir sürü güvenlik kamerası konmuştur. Bu kameralar aracılığıyla tüm vatandaşlar gözetim altındadır, bir gün Bonton şehrindeki özgür anıtına bombalı saldırı düzenlenir ve bizden bunun faillerini bulmamız istenir. O sırada güvenlik kamerasına bir önceki başlıkta bulunan fotoğraftaki kız yakalanır, sabıkası olduğundan dolayı şüpheli o olarak görülür ve onunla başlayan “bombayı kim patlattı?” serüveni de başlamış olur. Normalde bu kısma daha da devam ederdim ancak nedense bundan sonra oyunla ilgili söyleyeceğim her şeyin spoiler olduğu hissayatından dolayı burada sonlandırıyorum.

 

Peki kimler oynamalı? Öncelikle oyun bir dedektiflik oyunu. Bilgi parçacıklarını bulmalı, onları doğru bir şekilde işlemelisiniz. Bir bilgi parçasını güncelledikten sonra eski bilgi parçası tamamen silindiğinden dolayı bir noktada her bilgiyi girerken tek şansınız var, geri dönüşü yok. Oyunu oynamak için ayrıca iyi bir okuma sevgisine ve iyi bir ingilizceye sahip olmanız gerekiyor çünkü oyunda tek yaptığınız şey okumak. Sadece okumak ve bulduğunuz bilgileri düzgün bir biçimde işlemek, bunun dışında Orwell’de yapacağınız bir şey yok. Senaryo olarak gerçekten fazlasıyla dallanıp budaklanan bir yapıya sahip, son bölümlere geldiğinizde kim kimdi, kimle ne ilişkisi vardı soruları kafa karıştırıyor. Ancak “ilişkiler” sekmesinde zaten kimin elinin kimin cebinde olduğunu gördüğümüzden dolayı takibi çok zor da değil.

Bazı noktalarda verdiğiniz kararlar olayların gidişatına yön veriyor, çünkü araştırmacı olarak hangi bilginin sisteme girilip hangisinin girilmeyeceği sizin takdirinizde. Oyunun sonuna gelecek olursak, bana göre sürpriz bir son oldu ve güzel bir “sorgulatma” deneyimi yaşattı. Genel olarak baktığımızda karşımızda güzel, düşündürten ve sorgulatan bir oyun var. Genel oyuncu kitlesinden ziyade daha “niş” bir kitleye hitap ediyor. Gerek konusu gerekse bol bol okunma ve sağlam İngilizce gerektirmesi başlıca sebeplerinden. Eğer hikayesi sağlam, sorgulatan bir oyun arıyorsanız Orwell tam size göre bir oyun!

 

Künye:

Çıkış tarihi: 27 Ekim 2016

Geliştirici: Osmotic Studios

Yayıncı: Surprise Attack

Platformlar: Windows, MacOS

 

 

7.4

Hikaye

8.3/10

Grafik

7.3/10

Müzik

6.9/10

Oynanış

7.0/10

Artıları

  • Güzel bir hikaye
  • İnsanı Sorgulatması

Eksileri

  • Okumayı seven biri için bile sıkıcı olabilir
  • Bir noktada çok tekdüze

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: