Indie Avcısı’nın Peşinde Oldukları

Selamlar! Sömestr tatili kapıda, liseli ve üniversiteli gençler heyecanlı. Zorlu bir dönemin ardından sonunda tatil ve oyun. Durum böyle olunca belki bazılarınızın aklından “acaba sömestrda ne oynasam” gibi bir düşünce geçiyor olabilir. Bu zamana kadar hep oynadığım oyunları ekledim bu siteye ancak bu sefer biraz değişiklik yapıp, henüz satın alma fırsatı bulamadığım ancak ilk fırsatta oynamak istediğim oyunlardan bahsetmek istiyorum sizlere. Böylelikle bir bakıma ileride bu blogda hangi yazıların olacağının da küçük bir haberini vermiş olurum. Neyse lafı çok uzatmayayım ve Indie Avcısı’nın peşinde olduğu avlara hızlıca bir giriş yapalım!

Last Day of June:

Duygu dolu bir oyun olan Last Day of June, bir insanın sevdiğini kurtarmak için ne kadar ileri gidebildiğinden bahsediyor. Oyunun size sorduğu çok basit ama derin bir soru var “Sevdiğimi kurtarmak için neler yapardım?”


 

Megaton Rainfall:

Megaton Rainfall için “süper kahraman simülatörü” veya “Superman Simülatörü” dersek yanlış bir tanım olmaz. Oyunda hasar görmeyen  ve fazlasıyla güçlü bir süper kahraman olarak uzaylılarla savaşıyorsunuz. Ancak dikkat edin “Büyük güç, büyük sorumlulukla gelir” – Benjamin Parker (Spiderman)

Sanırım bu listedeki en duygu yüklü oyunlardan bir tanesi. Bir ailenin 4 yıl boyunca kanser ile mücadelesini konu alan bu oyun, sizleri şapkanızı önünüze koyup düşünmenizi sağlıyor.

Rain World:

Bir kedinin hayatta kalma mücadelesini konu alan Rain World, bir noktada belki de sokakta yaşayan bir kedinin perspektifinden gerçek dünyayı sunuyor bizlere. Hayvanları sevelim, onları koruyalım.

Finding Paradise:

Daha önce incelemesini yaptığım ve çıktığında oyun dünyasını derinden etkileyen To The Moon serisinin ikinci oyunu olan Finding Paradise, ilk oyunda olduğu gibi bize duygu dolu anlar vaat ediyor.

Hollow Knight:

Daha önce Alpha sürümünü oynama şansı bulduğum ve o zamanda bile gerek grafikleri ve oynanışı gerekse hikayesi ile beni kendine bağlayan bir oyundu. Tam sürümünü henüz oynama şansı bulamadım, ancak peşindeyim Hollow Knight!

We Were Here Too:

İncelemesini yaptığım bir başka oyun olan We Were Here‘in devamı olan We Were Here Too ilk oyunun üstüne daha çok şey katacağının sözüyle çıkış tarihini bekliyor.

Kaybolan ailesini arayan bir tilki ile uzun zamandır görmediği babasıyla Alaska’da tekrar birleşen bir çocuğun hayatlarının kesişmesini konu alan bu görsel şölen, iyi bir hikaye arayan insanlar için ilaç tadında.

Sanırım bu oyunu anlatmama pek gerek yok. Çıktığı günden beri “hikaye anlatıcılığı” konusunda bir mihenk taşı olan What Remains of Edith Finch güzel bir hikaye arayan herkesin başucu oyunu olmaya aday.

RUINER:

2091 yılında bir distopyada geçen oyunumuz, bir psikopat olan baş kahramanımızın kaçışını ve yozlaşmış sisteme karşı kardeşini arayışını konu alan bol aksiyonlu bir oyun.

Bu sayfaya ara ara bakar olun, belki de peşinde olduğum bazı oyunları çoktan avlamışımdır! Bu arada siz de yorum olarak önerdiğiniz oyunları yazın, bakarsınız bir dahaki listeye onları da dahil ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: